KARAMÜRSEL BEY, İLK TÜRK KAPTAN-I DERYASI

    KARAMÜRSEL BEY

      Selçuklular devrinde gelişmeye başlayan Türk denizciliği, Anadolu Türk Beylerinden kıyı boylarında bulunanların başarılarıyla daha da ileriye taşınmıştır. Selçuklular Amiral merkezi olarak Karadenizde Sinop, Akdenizde ise Antalya'yi (Alanya) seçmiş ve bu bölgelerde görevli olan Amiralleri aynı zamanda sahil valisi olarak ünvanlandırmıştır.

     Denizle tanışan Osmanlılar, denizden gelebilecek her türlü tehlikeye karşı koyabilmek için çok güçlü bir donanmaya ihtiyaçları olduğunu anlamıştır. Bunun üzerine Güvercinlik mevkiinde yapılan görüşmede, Orhan gazi; Süleyman paşa, Hacı İlbey, Bursa muhafızı Evrenos Bey ve Namlı sergerdelerden Ece Bey ile görüşerek bu donanmanın kurulmasına karar verdiler.

    Gemilerin insa edilmesi ve deniz kuvvetlerinin teşkilatlandırılması görevi Mürsel Bey'e verilmiştir. Mürsel Bey, ilk olarak prenetos kasabası ve cıvarını Rumlardan temizleyerek zapt etmis ve 1327 tarihinde ilk Osmanlı tersanesini kurarak gemi inşasına başlamıştır. Beraberinde eğitimli ve donanımlı bir donanma oluşturmak için çalışmalara başlamış ve her kademesiyle bizzat kendisi ilgilenerek güçlü, eğitimli ve denizci bir donanma oluşturmuştur. Başarılı bir Türk denizcisi olan Mürsel Bey ilk kaptan-ı derya olarak tarihe geçmiştir.

    Bir rivayete göre Osman Gazi ordusunda hizmet vermiş ve Orhan Gazi ile silah arkadaşlığı yapmıştır. Gözü kara ve dirayetli bir komutan olduğundan kendisine Orhan Gazi tarafından Kara lakabı takılmış ve feth etmiş olduğu Prenetos kasabasına (şimdiki Karamürsel)  ismi verilmiştir. Başka bir rivayette Karamürsel Bey'in, Karesi Beyliği deniz kuvvetlerinde görevli bir Başbuğ olduğu ve güvercinlikte yapılan görüşmede Karesi bey'i tarafından Orhan Gazi'ye takdim edildiği söylenmektedir.

     Osmanlı egemenliğinde olan bütün sahilleri kontrolu altına alarak bu bölgeleri tamamen Rumlardan temizleyen Karamürsel Bey, elindeki donanmanın yetersiz kaldığını görünce kasabanın güneybatısındaki koyda tersane kurarak büyük bir gizlilik içinde, Bizans gemilerine çok benzeyen beş adet gemi inşa ettirmiştir. Hafif ve süratli olan bu gemiler ince donanma adıyla bilinir. Bu gemileri en iyi askerlerinin arasından seçtikleri ile donatarak bu askerleri vurucu ve yenici bir kuvvet olarak yetiştirmiştir.


     Bu gemiler tamamlanıp ikmalleri yapıldıktan sonra, mürettebatın yeterli seviyede eğitildiğine kanı getiren Karamürsel Bey, bir sabah gün doğmadan bu beş gemiye Bizans forsu çektirerek denize açılmıştır. Kendisi en öndeki gemide bulunan Karamürsel Bey, Bizans gemilerinin kendi donanması sanıp yanaşmalarının ardından hucum emrini vererek gemileri zaptetmiş ve yedekleyerek bu gemilerle Karamürsele geri dönmüştür. Elindeki donanmayı çoğaltan Karamürsel Bey, bu yeni gemilere mürettebat yetiştirerek donanmasını daha da güçlendirmiş ve Marmara denizine hakim olmuştur.

     İzmit'in İstanbul ile ilişkisinin kesildiğini gören Orhan Gazi, zaptının kolay olacağına inanarak, 1337 yılında İzmit'i karadan ve denizden kuşatmış, şehir hiç bir yardım alamadığı için teslim olmak zorunda kalmıştır.

    Yakın zamana kadar Akdeniz'de görülen ve Karamürsel gemisi adı verilen
 bir buçuk direkli ve güvertesiz marmara kayıkları, Karamürsel Bey'in çektirme adını verdiği küçük teknenelerdir.


    Karamürsel Bey'in nerede ne zaman doğduğu ve ne zaman öldüğü hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

    Karamürsel Bey, vasiyetinde "Beni öyle bir yere defnedin ki, sırtım dağlara dayansın denizi kucağıma verin, daima donanmamı görebileyim" İLK TÜRK KAPTAN-I DERYASI, KARAMÜRSEL BEY, Bu vasiyetinin yerine getirilmiş olmasının verdiği huzurla, Yalova- izmit karayolu üzerindeki Karamürsel kasabası Büyük mezarlığında yatmaktadır.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEYİR FENERLERİ, ŞEKİLLER VE SESLİ UYARI İŞARETLERİ

SEYİR YARDIMCILARI, KARDİNAL (YÖNLEÇ) ŞAMANDIRALAR

KAZAZEDEYİ SUDAN KURTARMA TEKNİKLERİ