ATLAS OKYANUSU GEÇİŞİ'NE HAZIRLIK
Atlas Okyanusu Geçişi’ne Hazırlık
Bu yazıda sevgili Mustafa Sakar 2014 yılında gerçekleştirdiğimiz Atlas okyanusu geçişinin hazırlık aşamasından bahsediyor.
Mustafa Sakar
Deniz'in bizimle tanıştırdığı ender insanlardan olan Mustafa Sakar yelkene rüzgar sörfü ile başlamış ve yelkenli tekne eğitimi için bizimle irtibata geçmiş bir beyin cerrahı. İlk eğitim haftasının ardından yelkeni iyice benimseyen sevgili dostumuz bizimle birlikte nice denizler aşmaya devam ediyor.
2013 yılında Marmaris - Akdeniz geçişi - Suveyş kanalı - Kızıl Deniz - Şharm El Sheik
2014 yılında Atlas Okyanusu geçişi
2015 yılında Patras Boğazı - Korint Kanalı Geçişi - Ege Denizi Geçişi
Birlikte daha nice denizler aşmak niyetinde olduğumuz sevgili Mustafa Sakar'a bu yazısından dolayı teşekkür ederiz...
Herkese merhabalar
Atlantik geçişi dünya turu yapan
tekneler için önemli bir etap. Ancak okyanusu geçmek için elbette dünya turu
yapıyor olmaya gerek yok. Yolculuk için birkaç başlangıç noktası varsa da,
doğu-batı yönünde okyanus geçişinden kasıt genellikle Kanarya Adalarından
başlamakta.
Gran Canaria İspanya toprağı
olmakla birlikte gerek toplumsal gerek sosyoekonomik yapısı farklılıklar
gösteriyor. Kanarya Adaları’nda yaşayan insanların kökenlerinin de İspanya ana
karasından farklı olduğu düşünülmekte. Bunun en önemli ipuçlarından birisi de,
kullandıkları dilin İspanyolca ’da olmayan ve kökeni itibari ile de Avrupa
dilleri ile ilişki kurulamayan kelimeler içermesi. Kendilerinin de Old Town
adını verdikleri eski şehirde kısa da olsa bir tur atmak bence gerekli. Şehrin
kuzey ucunda ise uzunca bir sahil var, etrafında ise her türden restoran.
Ada uzun yıllardan beri, Cape
Verde Adaları ile birlikte, Atlas Okyanusu’nu geçecek tekneler için son uğrak
noktası. Gran Canaria ’da bulunan Marina’nın (Muelle Deportivo) bu amaca
yönelik olarak yeterince gelişmiş olduğu söylenebilir. Aşağı yukarı tekne ile
ilgili aradığınız her şeyi bulmak mümkün. Ama marina dışında da adada okyanus
geçişine yapılacak hazırlıkla ilgili tatmin edici imkânlar mevcut. Belki ‘’yok
yok’’ denilemez, ama alışveriş merkezleri, marketler genellikle bu işe gayet
aşina ve denizcilere yardımcı oluyorlar. Ayrıca marina ve civarında, hiç
tanımadığı insanlarla bir tekneye atlayıp okyanus geçme peşinde koşan maceracı
ruhlara da her zaman rastlamak mümkün. Geçirdiğim sürede, gerçek bir denizci
limanında bulunduğum hissini sürekli yaşadım.
Biz ARC organizasyonuna dahil
olduğumuz için sanırım işler bir parça daha kolay oldu. Gerek pasaport, gerekse
gümrük işlemlerinde, ARC tarafından organize edilen yerel görevliler işlerinizi
dakikalar içerisinde hallediyorlar. Alışverişleriniz muntazam şekilde
paketlenmiş olarak tekneye teslim ediliyor. Pek çoğu 45 feet ve üzeri yaklaşık
200 teknenin aynı günlerde bu işleri yaptığını düşünürsek, yeterince organize
olduklarını kabul etmek doğru olur.
Hazırlık pek çok farklı başlıkta
incelenebilir. Başlıca güvenlik, donanım, kumanya ve kişisel hazırlık olarak
ayırmak uygun olabilir.
ARC güvenlik konusunda son derece
titiz. Adaya ulaştıktan sonra randevu alıyorsunuz ve bir ARC görevlisi gelerek
daha önceden ilan edilen listedeki tüm ekipmanın tam olup olmadığını kontrol
ediyor. Can salından, AIS sistemine, işaret fişeklerinden, kişisel EPİRB’lere
kadar her şey kontrol ediliyor ve eksik bulunanlar size bildirilerek
tamamlamanız için süre veriliyor. Tüm güvenlik ekipmanı tam olmadan ralliye
katılmanız mümkün değil. Açıkçası ARC yönergelerini takip etmek sizi maksimum
güvenlik şartlarına ulaştırıyor. Benim de çok önemli gördüğüm konulardan
birisi, gemiyi terk etmek gerektiğinde yanınıza almak üzere bir acil durum çantasının
yola çıkılmadan önce hazırlanması ve kolayca yanınıza alabileceğiniz bir yere
konulması. Bizim acil durum çantamız harita masasının altında durdu.
Donanım konusunda fazla bir şey
söylemeye gerek olmayabilir. Zira okyanusu geçmek niyetinde olan bir teknenin,
yapısal olarak buna uygun olmasının yanında, seyirle ilgili tüm donanımının
çalışıyor olması gerektiği ve mümkün olan her şeyin yedeğinin bulundurulması
gerektiği aşikâr. Yine de benim tecrübemi aktarmam gerekirse özellikle
belirtmek isteyebileceği iki nota var. Birincisi otomatik pilot. Otomatik pilot
olmadan böyle bir seyri tamamlamak işkenceye dönüşebilir. Wind vane sistemlerin
enerji harcamaması nedeniyle bu iş için biçilmiş kaftan olduğu söyleniyor.
Ancak enerji üretiminde sorun olmadığı sürece tüm teknelerde bulunan otomatik
pilotlar da gayet yeterli. Balıkçıl ’da birisi yedek olmak üzere iki otomatik
pilot vardı ve ilk gece birincisi bozulunca ikincisi ile yola devam edebildik.
Ben de en az iki farklı otomatik pilot sistemine sahip olunmasını tavsiye
ediyorum. Vurgulamak istediğim ikinci nokta ise balon yelken olmadan bu seyrin
tamamlanmasının çok uzayabileceği. Seyir takvimi ve ticaret rüzgarlarının genel
karakteri dikkate alındığında balonsuz seyrin çok yavaş olması muhtemel. Bu
nedenle mümkünse birden fazla balon ve her türlü tamir setlerinin
bulundurulması uygun olur. Seyir sırasında ise hayati öneme sahip bir konu
kavança önleyici düzenek. Seyir o kadar uzun ve yorucu, sizi rehavete itmeye o
kadar meyilli ki, ne olursa olsun kavança önleyici bir düzenek ayarlamadan
seyir yapmamanızı tavsiye ederim.
Daha önce açık deniz seyri
yapanlar için kumanya konusu aslında basit sayılır ancak dikkat gerektiriyor.
Seyir yeterince uzun ve idare ederiz denebilecek sürenin ötesinde. Bu nedenle
iyi bir planlama gerekli. Her şeyi yazmayı ve birkaç kez üzerinden geçmeyi
tavsiye ediyorum. Biz ekmeği yanlış hesapladığımız için (düşündüğümüzün tam
yarısı kadar ekmek almışız) yolun yarısında ekmek kıtlığı baş gösterdi. Bu
durumda un önemli. Hem çok yer kaplamıyor, hem de saklama sorunu yok. Yanınıza
bolca un almanızı tavsiye ederim. Sebzeler nispeten daha dayanıklı ama
meyvelerin büyük kısmı yolun ancak yarısını tamamlıyor. Bu nedenle meyve
alışverişini abartmamanızı tavsiye ederim. Yoksa ilk günler boyunca kendinizi
bir çeşit maymun gibi sürekli muz, armut gibi şeyler yerken bulabilirsiniz.
Elma dayanıklı bir meyve, fazla miktarda almakta sakınca yok. Domates biber her
durumda dayanıyor, bolca alabilirsiniz. Et alışverişi teknedeki buzdolabı
kapasitesi ile ilgili. Seyir sırasında bolca balık yakalamak mümkün ancak
inanın biz Akdenizlilerin damak adına uygun değiller ve sıkça yemek baygınlık
yaşatabilir. İçecek hesabı her zamanki gibi.
Kişisel hazırlık kısmı, daha çok
psikolojik hazırlık olarak düşünülebilir. Genel olarak çok kötü hava beklenmese
de, denizde ve okyanusta geçirilecek 20 günlük seyir her zaman için stres
kaynağı. Ben daha önce açık denizde seyir yapmış olmakla birlikte gerçekten
tehlike yaratabilecek derecede kötü hava şartlarında bulunmamıştır. O nedenle
de eğer kötü bir hava ile karşılaşırsak nasıl davranacağıma emin olamıyordum. Ancak
Mustafa Abi gibi bir denizci ile beraber olmak benim için şanstı ve stresimi
azaltmama yardımcı oldu. İyi bir ekiple birlikte ve iyi bir teknede bulunmak
dışında bu konuda yapabilecek pek bir şey yok açıkçası. Fiziksel anlamda ise,
sağlıklı olarak yolculuğa başlamaya çalışmak önemli. Bu türlü bir açık deniz
seyri öncesinde bazı denizcilerin apendektomi ameliyatı olduğunu biliyoruz.
Tercih edilebilecek bir seçenek. Aktif diş çürüğü ve iltihabı da önem
taşıyabilecek bir diğer konu. Öncesinde mutlaka çaresine bakmayı tavsiye
ederim. Atopik (alerjik) bünyeye sahip insanların sürekli kullandıkları
ilaçları yanlarında bulundurmaları, olası ciddi rahatsızlıklar için (kalp krizi,
yüksek tansiyon atakları, olası ciddi enfeksiyonlar) gerekli olabilecek birinci
sıra ilaçların da ecza dolabında yerini alması mutlaka gerekli. Deniz tutmasına
karşı alınacak ilaçları sanırım söylemeye gerek yok.
Evet, her şeyimiz hazır ve yola
çıkabiliriz. Ancak yine de unutmamanız gereken çok önemli bir şey var.
Marina’yı okyanustan ayıran mendireğe gidip, teknenizin ismini, varsa logosunu
duvara resmedip ölümsüzleşmesini sağlamak…
Sevgiyle,
Mustafa Sakar
Yorumlar
Yorum Gönder